Makine İhracatı
Türkiye'nin Makine İhracatı konusunda sevindirici gelişmeler yaşanıyor.
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAMAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine sektörünün, 4-5 yıl içerisinde otomotivi geçerek, ihracatta liderliği ele alacağını tahmin ettiklerini bildirdi.
Dalgakıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin teknoloji üretmediğini, satın aldığı teknolojiyle üretim yaptığını belirterek, teknoloji üretimini üstlenecek baş aktörün, makine sektörü olduğunu söyledi.
Sektörün, geçen yıl yüzde 37'lik artışla 9 milyar dolarlı k ihracat gerçekleştirdiğini anımsatan Dalgakıran, şöyle konuştu:
"İlk defa makine sektöründeki ihracattaki artış yüzde 37'ye ulaşırken, ithalattaki artış yüzde 19'lar civarında oldu. İhracat artışı çok daha yüksek yani. Makası da yavaş yavaş kapatmaya başladık. Makine ve aksamları, Türkiye'nin ihracatı en hızlı artan sektörü konumunda. Makine sektörünün, 4-5 yıl içerisinde otomotivi geçerek, ihracatta liderliği ele alacağını tahmin ediyoruz."
Dalgakıran, 2008 yılına iyi bir giriş yaptıklarına da işaret ederek, ihracat artış hızının, yüzde 30-40 seviyeleri arasında olacağını, ancak çeşitli nedenlerden dolayı iç pazardaki daralmanın devam edeceğini tahmin ettiklerini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerin, makine sektörünü ana sektör olarak kabul ettiğini ve bunun arkasına çok ciddi finansmanlar koyduğunu anlatan Dalgakıran, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bir problem de bu. Bugün ithal edilen makinelerin tercih edilmesinin nedeni kalitesi değil, arkalarında 5-7 yıla varan finansman destekleri bulunması. Yoksa Türk makine sektörü, ihracatının yüzde 80'ini gelişmiş ülkelere yapıyor. Sektörün sorunları çözülürse, Türkiye'nin çok kısa sürede 50 milyar dolarlık makine ihracatına ulaşması hiç sürpriz olmaz."
Dalgakıran, sektörün dünya ticaretindeki payının binde 5 seviyesinde bulunduğunu vurgularken, "Tabii bu son derece düşük. Türkiye, bu payı yü zde 5'e çıkarabilse, herhalde bütün meselelerini çözmüş olur. Türkiye, makineyi stratejik sektör olarak kabul edip, bunun gereklerini yerine getirirse, Türkiye'ye bu konuda sadece batıdan değil, Uzak Doğu'dan da çok ciddi şekilde yabancı yatırımcının geleceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye'de, dünyadaki rakiplere göre çok küçük ve fazla sayıda işletme bulunduğuna dikkati çeken Dalgakıran, "Önümüzdeki 5 yıllık dönemde, Türkiye'de sektördeki şirketlerin çok ciddi bir konsolidasyon (birleşme) süreci yaşayacağını tahmin ediyorum. Şirketler belirli ölçeğe gelmek zorunda. Ya bir birleşme sağlayacaklar ya yan sanayi dönüşümü yapacaklar ya da çok ciddi bir yok olma süreci yaşayacaklar. Bu her yerde yaşandı, Türkiye'de de yaşanacak" dedi.
Dalgakıran, dünya ticaretinin yüzde 40'ını otomotiv ve makine sektörlerinin oluşturduğunu belirtirken, Almanya, Japonya, ABD ve Çin'in dünya makine üretiminde ön sıralarda yer almasının, kendi üretim araçlarını üretmeden hiç bir ülkenin kalkınmasını gerçekleştiremeyeceği gerçeğini gösterdiğini vurguladı.
Türkiye'nin, biri enerji, diğeri makine olmak üzere iki büyük ihracat açığı kalemi bulunduğuna işaret eden Dalgakıran, "Eğer Türkiye makine açığını kapatırsa, cari açığını da aynı zamanda kapatmış olacak ve aynı zamanda üretim araçları daha ucuz şekilde kullanılacağı için diğer sektörlerin rekabet gücüne de çok ciddi katkıda bulunacaktır" görüşünü dile getirdi.
Dalgakıran, Kore, Tayvan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin, öncelikle sektörün önde gelen ülkelerini baz alarak, aradaki mesafeyi kapattığına dikkati çekti. Türkiye'nin de bu yolu izlemesi gerektiğini ifade eden Dalgakıran, şöyle devam etti:
"Türkiye, AB'nin teşvik sistemine uyarak, kendi elini kolunu bağlıyor. Türkiye, Avrupa'daki teşvik sistemini değil de kendi ekonomik durumuna göre bir teşvik sistemi uygulamalı. Şu anda bu aradaki makası kapatmadan dünyaya yeni buluşlar ortaya koymak, sektör için çok güç. Bu yüzden teşvik sisteminin, önce bu aradaki makası kapatmaya yönelik uygulanması gerekiyor. Bu tarz bakış açısı kazanırsak, gerçekten çok işlevsel bir sistem oluşturmuş olacağız."
Dalgakıran, kur nedeniyle firmaların yeni yatırım yapmak için gereken kârlılığı elde edemediğine de değinerek, şunları kaydetti:
"Makine sektörü batıyor diyecek değiliz ama firmalar gerekli kar marjlarını sağlayamıyor, yeni yatırım ve yeni istihdam sağlamakta güçlük çekiyorlar. Bunun ana sebeplerinden biri makine sektörünün konuşlandığı yerlerdeki arazi fiyatlarının korkunç derece yüksek olması -sektörün yüzde 80'i Marmara Bölgesi'nde - diğeri de kalifiye insan gü cünün azlığı. Bir yandan işsizlikten bahsediyoruz ama bir yandan da sektörümüz, çalıştıracak kalifiye eleman bulamıyor."
A.A
4 Şubat 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder