16 Kasım 2008 Pazar

Enerji Dönüşümü

Enerji Dönüşümü
Bazı makineler için enerji dönüşümleri aşağıda verilmektedir.

Soru
: Günlük yaşamımızda kullandığımız mikser, ütü, saç kurutma makinesi vb. araçların çalışırken hangi enerji dönüşümünü sağladığını araştırınız.

Mikser: Elektrik enerjisini hareket (dönme hareketi) enerjisine dönüştürür.

Ütü: Elektrik enerjisini ısı enerjisine dönüştürür.

Saç kurutma makinesi: Elektrik enerjisini hareket enerjisine (pervanenin dönmesi) ve ısı enerjisine dönüştürür.

Su ısıtıcısı: Elektrik enerjisini ısı enerjisine dönüştürür.

Buzdolabı: Elektrik Enerjisini hareket enerjisine (pompa) ve ısı enerjisine (soğutma) dönüştürür.

Klasik Çalar Saat: Potansiyel enerjiyi (kurulmuş saat yayı) hareket enerjiye dönüştürür.

Rüzgar Gülü: Rüzgar enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür.

Enerji Dönüşümleri

Enerji Dönüşümleri
Basit Makineler ile çeşitli enerji dünüşümleri gerçekleştirilmektedir. Aşağıda biyolojik enerji dünüşümleri açıklanmaktadır.

Enerji Dönüşümleri

Metabolizma:hücrede gerçekleşen biyokimyasal reaksiyonların tümüdür.

A-Anabolizma:Dış ortamdan alınan veya hücredeki reaksiyonlar sonucu oluşan basit moleküllerden hücrenin ihtiyaç duyduğu kompleks veya diğer moleküllerin sentezlenmesidir.Protein,RNA,Fotosentez,Kemosentez vb.

B-Katabolizma:Dış ortamdan alınan veya hücrede daha önce üretilip işlevlerini kaybetmiş kompleks moleküllerin enerji üretimi veya yapıtaşı üretimi için daha basit moleküllere parçalanmasıdır.Hücre içi ve dışı sindirim,O2 li ve O2 siz solunum

ATP(Adenozintrifosfat):

Yapısı:

1-Adenin nucleotid 2-Riboz 3- 3(Üç) fosforik asit

Özellikleri:

1-Yapısında iki yüksek enerjili fosfat bağları bulunur

2-Canlının tüm yaşamsal olaylarında kullandığı enerji kaynağıdır

3-Kolayca başka enerji formlarına dönüştürülebilir.(Elektrik,ısı,kimyasal bağ ,osmotik,ışık vb.)

4-Bütün reaksiyonlara katılabilir

5-Her hücre kendi ATP sini kendi sentezler

6-Hücrede sitoplazma,mitokondri ve kloroplastlarda sentezlenir

7-Hücre yaşamsal olaylarında sitoplazmada veya mitokondride üretilen ATP kullanılır

8-Kloroplastlarda sentezlenen ATP organik madde sentezi ve kloroplastlardaki diğer yaşamsal olaylarda kullanılır

9-Yüksek enerjili son fosfat bağının kopması ile ortama 7300 cal enerji verilir.

Hücrelerde ADP nin sistemden enerji alarak kendine bir fosforik asit bağlayıp ATP haline gelmesine fosforilasyon denir.

Enerji

ADP+P -------------- ATP

(Fosforilasyon)

Fosforilasyonda kullanılan enerji kaynağına göre 4 (Dört) tip fosforilasyon vardır.

1-Sübstrat düzeyde fosforilasyon:

a-Bütün canlılarda görülür

b-Sitoplazmik solunum enzimleri kullanılarak organik maddelerin yapısında bulunan bağ enerjisinin ATP enerjisi haline dönüşmesidir

2-Oksidatif-fosforilasyon:

a-Oksijenli solunum enzimi bulunduran canlılarda gerçekleşir

b-Organik maddeler oksijenli solunum enzimleri ile inorganik yapılara dönüştürülürken açığa çıkan H lerin O2 ye aktarılırken gerçekleşir

c- e.t.s. görev alır

3-Foto-fosforilasyon

a-Klorofil taşıyan canlılarda gerçekleşir.

b-Klorofil ve e.t.s etkisi ile güneş ışık enerjisinin dönüşümü ile gerçekleşir

c-Enzim görev almaz

4-Kemosentetik-fosforilasyon:

a-Oksidasyon enzimi taşıyan bakterilerce gerçekleştirilir

b-İnorganik maddelerin (H,Fe,N,NH3 vb.) oksidasyon enzimleri ile oksitlenmesi ile açığa çıkan kimyasal enerji ile gerçekleşir

Bütün canlılar güneşin ışık enerjisini kullanırlar.Işık enerjisinin canlıların kullanabileceği enerji formuna dönüşmesinde fotosentez ve solunum mekanizmaları rol alır.

Fotosentez Solunum

Işık -------ATP-------- Glikoz --------- ATP ------------- ( Biyolojik iş)

Biyolojik iş:

Isı,elektrik,osmotik basınç,kimyasal bağ,ışık, mekanik,aktif taşıma vb.

OKSİJEN VE HAYAT

Not: Fotosentezden önce (ozon oluşmadan) organik madde sentezi için gerekli enerji u.v , şimşek , yıldırımlarla gerçekleşirken , fotosentezde madde sentezi için gerekli enerji güneşin görünür ışınları (450-760n.m) ile gerçekleşir .Ozon bu ışınların geçişine engel değildir.

Not: Bugün yaşayan bütün canlılar (Kemosentetik ler hariç) ihtiyaç duydukları organik besini ve oksijeni fotosentezden karşılarlar.

O2 nin önemi:

A-Ozon oluşumunu sağlar.

B-Oksidatiffosforilasyonla yüksek ATP üretimi sağlar.

Not:Oksijen aynı zamanda öldürücü olabilir. Obligat-anaerop bakteriler buna örnektir. Atmosferde O2 oranının artması solunumu engeller. Canlılar O2 nin bu olumsuz etkilerinden sahip oldukları enzimlerle korunur.


Ozon oluşumu fotosentezle başlamıştır.

Enerji

O2--------- O+O (Stratosferde) Oluşan O daha yükseklere çıkarak O2 ile birleşir ve ozon (200 n.m Küçük güneş ışınları)oluşur.

Enerji(200-300 n.m)

O+O2--------- O3 + Enerji -------------- Azotlu bileşikler.

(Ozon)

Ozonun önemi:

A-Zararlı U.V ışınları tutarak karasal yaşamın başlamasına nede olmuştur. Buda canlıların sayı ve çeşitliliklerinde artmaya neden olmuştur.

B-İlkel atmosferde organik madde sentezi bitmiş ve canlılar için organik madde sentez biçimi olarak fotosentez önem kazanmıştır.

Oksijenli solunum ve solunum kat sayısı:

O2 li solunumda organik moleküldeki (C6H12O6) C ve H ler koparılır. Karbon molekülden CO2 olarak ayrılırken , H ler dışarıdan alınan O2 ile birleşerek H2O olarak ayrılır. Bu nedenle glikoz yıkımında CO2 in ayrılımında izlediği yola karbon yolu, su ve ATP oluşumum ile sonuçlanan H ayrılışınada H yolu denir. Oksijenli solunumda e.t.s H yolunda görev alır.

Solunum tipleri:

A-Oksijensiz solunum (Fermantasyon.)

1-Gerçek fermantasyon:

Enzim

C6H12O6 -------------2C2H5OH + CO2 + 2ATP

Glikoz Etil alkol

2-Oksidatif fermantasyon:

Enzim

C2H5OH + O2 ---------------CH3COOH + H2O+ ATP

Etil alkol Asetik asit

B-Oksijenli solunum:

Enzim + ets

C6H12O6 + 6O2 --------------------6CO2 + 6H2O + 38 ATP

Glikoz

O2 siz SOLUNUM:

1-Bazı bakteri ve mayalarda temel enerji üretim biçimi olmakla beraber, Bitki ve bazı hayvanlarında özel durumlarda başvurduğu enerji üretim biçimidir.

2-Glikoliz ve fermantasyon olmak üzere iki evrede gerçekleşir.

3-Glikolizde temel amaç enerji üretimidir. Fermantasyonda ise temel amaç glikoliz sonucu oluşan artık ürünlerin hücreye zarar vermesinin önlenmesidir.

4-Glikoliz bütün canlılarda ortaktır.Fermantasyon ise canlının kullandığı enzime göre oluşum biçiminde ve son ürünlerde farklılıklar görülür.

5-Fermantasyon son ürüne göre adlandırılır;Alkolik,Laktik asit,Asetik asit vb.

6-Fermantasyonda O2 kullanılmaz ancak asetik asit fermantasyonunda O2 kullanılır.

Oksijensiz solunumun evreleri:

A-Glikoliz (Oksijensiz ve oksijenli solunum)

Bütün solunum tipleri glikolizle başlar. Glikoliz bağımsız metabolizmaya sahip bütün hücrelerde görülen bir reaksiyondur. Genel özellikleri:

1-Sitoplazmada gerçekleşir. (Mitokondri ye ihtiyaç yoktur.)

2-Enzimatik reaksiyonlar dizisidir.

3-Bir mol glikozun reaksiyona girmesi için ; İki mol ATP (Aktivasyon enerjisi için) harcanır.

4-Bir mol glikozdan ;

a) İki mol piruvat

b) Dört mol ATP

c) İki mol NADH2 , açığa çıkar.

5-O2 li ve O2 siz solunumların ortak özellikleridir.

6-Temel amaç enerji üretimidir.

B-Fermantasyon

1-Sitoplazmada gerçekleşir

2-Enzimatik reaksiyonlardır

3-Temel amaç glikolizde açığa çıkan son ürünlerin hücreye zarar vermesini önlemektir

4-Kullanılan enzime göre son ürünler değişir

5-Son ürüne göre adlandırılması yapılır

6-Bakteri ,mantar ve omurgalılarda çoğunlukla çizgili kaslarda görülür


Fermantasyon için gerekli koşullar:

1-Uygun ısı

2-Gerekli enzimler

3-Organik madde(Glikoz vb.)

4-Biyokimyasal ortam (Sitoplazma)

Fermantasyonda açığa çıkanlar:

1-Son ürün (Alkol,Aseton vb.) 2-ATP 3-CO2 4-Isı

Oksijenli solunum:

Oksijenli solunum üç kademede gerçekleşir.

1-Glikoliz: (Sitoplazmada gerçekleşir)

Enzim

Glikoz ------------ 2Piruvat + 2ATP+ 2NADPH2

2-Kreps döngüsü: (Mitokondri matriksinde)

Enzim

Piruvat ------------ 3CO2 + 4NADH2 +1FADH2 + ATP (Bir pürivat için)

3-Oksidatiffosforilasyon: (Mitokondri krista zarlarında)

e.t.s

NADPH2 + 1/2 O2 ---------------- H2O + NAD+ 3 ÂTP

e.t.s

FADH2 +1/2 O2 ------------------ H2O + FAD + 2 ATP



Glikoliz:

Oksijensiz solunumdaki glikolizle aynı temel özellikler gösterir.

Kreps döngüsü:

Özellikleri

1-Eukaryotlarda mitokondride , prokaryotlarda sitoplazmada mesezom denen zar kıvrımlarında gerçekleşir

2-Pirüvatla başlar

3-Mitokondriye geçen her piruvata karşılık 3 CO2 , (substrat düzeyde) 1 ATP, 1 FADH2 ve 4 NADH2 oluşur.

4-Enzimatik reaksiyonlardır

5-Isı,PH,aktivatör ve inhibitörlerden etkilenir.

6-O2 varlığında gerçekleşen reaksiyonlardır.

7-Diğer organik moleküllerin solunum reaksiyonuna katıldığı evredir.

Oksidatif fosforilasyon:

özellikleri

1-Mitokondri zarları (Bakterilerde mesezom denen zar kıvrımlarında gerçekleşir

2-Piruvat tan ayrılan H lerin O2 ye aktarımıdır

3-NAD,FAD,CoQ,Sitokromlar ve O2 görev alır

4-NAD+ ile taşınan her 2H çiftine karşılık e.t.s de 3 ATP sentezlenir

5-FAD+ ile taşınan her 2H çiftine karşılık e.t.s de 2 ATP sentezlenir

6-1 Glikozun yıkımından e.t.s üzerinden toplam 34 ATP sentezlenir

7-1 Glikoz için e.t.s de O2 ye aktarılan H lerden 24 H2O üretilir

Solunumda enerji üretim aşamaları

Solunum aşamaları ilişkileri

Değişik organik moleküllerde oksijen kullanımı ve enerji üretimi durumu

CO2

Solunum kat sayısı: R.Q=---------- Sonuç kullanılan maddeye göre değişir.

O2

CO2

Karbonhidratlarda RQ =---------- =1 olur.

O2

6CO2

Örnek: Glikoz (C6H12O6) için: RQ=------------ = 1

6O2

CO2

Yağlarda RQ = ----------- = X X > 1 çıkar,.buda daha fazla oksijen tüketmek demektir

O2

Yağlarda oksijen oranı az olduğu için solunumda yağların yıkımı için çok O2 kullanılır ve diğer organik maddelere oranla daha fazla ATP üretilir.

36 CO2

Örnek: Oleik asit (2C18H34O2) + 51 O2 =-----------= 0,7

51 O2

CO2

Alkol vb maddelerde RQ=--------- = X X<1>

O2

4CO2 4

Örnek: C4H4O8 + O2 =--------------= --------= 4

O2 1

Solunum hızına etki eden faktörler:

1- Isı 2 - O2 yoğunluğu 3- PH 4 -CO2 miktarı 5-Ket vurucular (Zehirler) 6 - Uyaranlar.

Solunum hızı: Bitkilerde ; farklı organ ve dokularda solunum hızları farklıdır. Bitkisel organlarda solunum hızı şu şekilde sıralanır: Yaprak – Kök – Gövde. Doku olarak en hızlı solunum kambiyumda görülür.

Bitkilerde solunum hızını artıran faktörler.

1-Köklenme

2-Yaralanma

3-Tohum ıslanması

4-Tomurcuklanma

Oksijenli ve oksijensiz solunumun ortak özellikleri:

1-Glikoliz evresi ile başlamaları

2-Glikozun aktivasyonu için ATP kullanılması

3-Reaksiyonlar sonunda ATP sentezlenmesi

4-Isının açığa cıkması

5-CO2 nin açığa çıkması (Laktik asit fermantasyonu hariç)

6-Substrat düzeyde fosforilasyonun gerçekleşmesi

7-Enzim kullanılır

Oksijenli solunumu Oksijensiz solunumdan ayıran farklar:

1- O2 kullanılması

2- H2O nun açığa çıkması

3- e.t.s nin görev alması

4- Oksidatif fosforilasyonun gerçekleşmesi

5- Glikozun CO2 ve H2O ya kadar parçalanması

6-Yüksek ATP üretimi (Bir glikozdan 38 ATP)

Deney:1



Işıklı ortamda bitkiler dış ortamdan aldıkları CO2 ve H2O ile besin sentezlerken dış ortama verdikleri O2 ile diğer canlıların yaşamlarını devam ettirmelerini sağlar.

Deney:2

Fotosentez için CO2 gereklidir. BaOH sisteme giren havadaki CO32 nin emilimini sağlayarak bitkiye CO2 ulaşımını engeller. Kurbağanın bulunduğu ortamdaki KOH ise kurbağa solunumunda oluşan CO2 nin tutulmasını sağlayarak Ortamdaki CO2 yok olmasına neden olur. Böylece bitkinin fotosentez yapması önlenir.Bir süre sonra O2 oluşmadığı için hem bitki hemde hayvan ölür

Şekil:3

Canlılar solunum olayında CO2 açığa çıkarırlar. Ortamda bulunan CO2 akseptörü olan KOH solunumla ortaya çıkan CO2 yi tutarak ortamda basınç azalmasına neden olur. Böylece cıva sistem içine doğru hareket eder.

Deney:4



Düzenekteki fenol kırmızısı b,ir süre sonra sarı renge dönüşmesinin nedeni solunum olayı ile canlıların dış ortama CO2 vermeleridir. CO2 ayracı olan Fenol kırmızısı CO2 ile karşılaştığında sarı renk alır.

Deney:5

Şekildeki düzenekte KOH dış ortamdan alınan havadaki CO2 yi tutarak sisteme girişini engeller ve ışık olmasına rağmen sadece sistemdeki CO2 oranında fotosentez yapılır. Sistemde basınç azaldığı için Civa ok yönünde hareket eder.

Deney:6


Çimlenen tohumlar solunum yaparlar.Sistemde BaOH dış ortamdan sisteme giren CO2 yi tutar.Böylece tohumların bulunduğu kaba asla CO2 ulaşamaz. Ancak CaOH ın bulanması tohumların solunum sonucu ürettikleri CO2 den kaynaklanır.


Deney:7



Çimlenen tohumlar ortamdaki O2 yi azaltırlar ve ortamın basıncı azalır ve civa ok yönünde harake eder.


Deney:8



Hazırlanan sistemde Cıvanın hareketi şöyle gerçekleşir: Keten tohumunun olduğu kapta cıva tüpe doğru ,Yoncadaki cıva Dışa doğru Bezelyedeki cıva ise hareket etmez.Nedeni: Keten solunumda yağ asitleri kullanır ve daha fazla O2 harcadığı için cıva içe hareket eder. Yonca Amino asitleri kullandığı için cok az O2 harcar buna karşılık fazla CO2 üretir ve cıva dışa hareket eder. Bezelye Karbonhidrat kullandığı için harcanan O2 kadar sisteme CO2 verildiği için cıva hareket etmez.

Deney::9



Hazırlanan fermantasyon (Oksijensiz solunum) düzeneğinde BaOH bir süre sonra buılanır .Bu durum Bira mayasının fermentasyonla CO2 oluşturduğunu kanıtlar

Deney:10



Oksijensiz ortamda bulunan bira mayalarının gerçekleştirdiği fermantasyon sonucu ortam ısısı yükselir

Oksijenli solunumun karşılaştırılması


A-Fotosenteze özgü özellikler

1-Klorofile ihtiyaç duyulması

2-Işıkta gerçekleşmesi

3-Organik madde sentezlenmesi

4-CO2 ve H2O tüketilmesi

5-Ağırlık artışı olması

6-Endotermik olması

7-Işık enerjisini ATP ve Kimyasal bağ enerjisine çevirmesi

B-Oksijenli solunuma özgü özellikler

1- Oksijenli solunum enzimlerine (Mitokondri) ihtiyaç duyması

2- Besin ve O2 nin tüketilmesi

3-CO2 ve H2O nun açığa çıkması

4-Ağırlık azalması olması

5-Ekzotermik olması

6-Kimyasal bağ enerjisini ATP enerjisi haline çevirmesi

C-Fotosentez ve O2 li solunumun ortak özellikleri

1-Enzim kullanılması

2- e.t.s kullanılması

a-Solunumda: NAD-FAD-sitokrom

b-Fotosentezde:NADP-ferrodoksin-plastokinon-sitokrom

3-Isının açığa çıkması

4-ATP üretilmesi

Yukarıdaki dökümana word dökümanı olarak buradan erişebilirsiniz.


4 Şubat 2008 Pazartesi

Makine Mühendisi

MAKİNE MÜHENDİSİ

Makine Mühendisi Tanımı

Makine Mühendisi Kimdir? Her türlü mekanik sistemin, makinenin, makine elemanlarının belirli kriterler çerçevesinde tasarımını yapan, geliştiren, üretimini planlayan, üretim teknolojilerini geliştiren, sistemler arası ilişki ve fonksiyonları kuran, geçerli fiziksel kurallar içinde test eden kişidir.

Makine Mühendisi: GÖREVLER

Makine mühendisi üç ana işlevi üstlenir; - Tasarlama, - Üretim yöntemlerini geliştirme, - Üretimi planlama ve uygulama. Çalışılan yerin gelişmişlik düzeyi ve özelliklerine göre bu görevlerin ağırlıkları değişebilir. Gelişmekte olan ülkelerde bu işlev daha çok uygulama biçiminde, gelişmiş ülkelerde ise tasarlama, planlama ve üretim yöntemleri geliştirme şeklinde olmaktadır. - Genellikle makine mühendisi çalıştığı kuruma göre, ucuz ve kullanışlı mekanik sistemlerin, gaz ve buhar türbinlerinin, pistonlu kompresörlerin, soğutma, ısıtma, havalandırma sistemlerinin,içten yanmalı motorların, nükleer reaktörlerin tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi ile uğraşır.

Makine Mühendisince KULLANILAN ALET VE MALZEMELER - Bilgisayar, - Hesap makinesi, - Çizim gereçleri (T cetveli, pergel, rapido, gönye takımı, metre), - Çeşitli tezgahlar (imalat için).

Makine Mühendisliği MESLEĞİNİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER

Makine mühendisi olmak isteyenlerin; - Üst düzeyde akademik yeteneğe, - Şekil ve uzay ilişkilerini görebilme yeteneğine sahip, - Matematik ve fizik konularına ilgili ve bu alanlarda başarılı, - Makineler üzerinde çalışmaktan hoşlanan, - Tasarım gücü yüksek, yaratıcı kimseler olmaları gerekir.

ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

Makine mühendisleri fabrikalarda, kirli, yağlı ve gürültülü ortamlarda çalışırlar. Ancak yönetici kademelerinde bulundukları zaman büro ortamında da çalışırlar. Makine mühendisi çalışırken nesnelerle ve insanlarla uğraşır.

ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI

Makine mühendisleri fabrikalarda, şantiyelerde, santrallerde, araştırma merkezlerinde çalışabilirler. Makine mühendisleri; köprü, baraj gibi büyük projelerden, en küçük bir aracın üretildiği yerlere kadar uzanan geniş bir alanda çalışma olanağına sahiptirler. Hemen her fabrika makine mühendisi çalıştırır. Makine mühendisleri, kendi adına işyeri açma olanağına sahiptirler. Özellikle mekanik tesisat sistemlerinin projelendirilmesi ve uygulanması alanlarında makine mühendislerine ihtiyaç duyulmaktadır. Makine mühendisleri kendi işlerini kurma olanağına sahiptirler.

MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER

Mesleğin eğitimi, liseden sonra Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile girilen üniversitelere bağlı mühendislik ve mühendislik-mimarlık fakültelerinin “Makine Mühendisliği” bölümlerinde verilmektedir. Makine Mühendisliği eğitimi veren üniversiteler için Makine Mühendislikleri yazısına bakınız.

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI

Bölüme girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavında (ÖSS) yeterli “Sayısal (SAY)” puan almak gerekmektedir.

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ

Mesleğin eğitim süresi 4 yıldır. Eğitim süresince; ilk yıllarda, Matematik, Fizik, Kimya, Geometri, Teknik Resim gibi temel dersler, sonraki yıllarda ise, Isı Transferi, Mekanik, Makine Elemanları, Makine Tasarımı, Nükleer Enerji, Mukavemet, Motorlar, İmalat Yöntemleri, Termodinamik ve Enerji Dönüştürüm Sistemleri konularında dersler okutulmaktadır. Dersler uygulamalı (pratik) ve kuramsal (teorik) olarak sürdürülür. Ayrıca, yaz aylarında staj zorunluluğu vardır.

MESLEKTE İLERLEME

Makine mühendisliği eğitimini tamamlayanlar alanın belli bir dalında uzmanlaşabilirler. Meslek eğitimini tamamlayanların işletme alanında yüksek lisans eğitimi yapmaları durumunda özellikle, özel sektörde yönetici olarak çalışma olanakları bulunmaktadır. İsteyenler akademik kariyer yapabilirler.

BENZER MESLEKLER: Makine teknikerliği, otomotiv mühendisliği.

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU

- Öğrenciler, eğitimleri süresince, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından sağlanan kredi ve burslardan faydalanabilirler. - Kamu kesiminde çalışanlar 657 sayılı Devlet Memurları Yasasına göre teknik eleman olarak maaş ve yan ödeme almaktadırlar. Aldıkları ücret, asgari ücretin en az 3- 4 katı kadardır. Özel kesimde çalışanlar, alanlarında çok iyi yetişmek şartıyla yüksek ücret alabilmektedirler.

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER

- İlgili eğitim kurumları, - Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi, - Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi bulunan Türkiye İş Kurumu İl Müdürlükleri.


Makine Mühendislikleri

Makine Mühendislikleri

Aşağıda üniversitelerdeki makine mühendislikleri yer almaktadır.

Makine Mühendisliği

Makine Mühendisliği
Makine mühendisliği veya makina mühendisliği, her türlü mekanik sistemlerin ve enerji dönüşüm sistemlerinin tasarımı geliştirilmesi ve üretiminin planlanması konularında eğitim ve araştırma yapılır. Geniş bir çalışma alanına sahiptir. Özel sektörde ve kamu sektörüne ait fabrika veya işyerlerinde her türlü mekanik sistemlerin, gaz ve buhar türbinlerinin, kompresörlerin, nükleer reaktörlerin, içten yanmalı motorların, soğutma, havalandırma, ısıtma sistemlerinin tasarımında çalışılabileceği gibi, serbest çalışma imkanı da vardır.

Mühendislik faaliyetlerinin en eski ve en geniş alanlarından biri olan makine mühendisliği, makinalar, enerji ve imalat-üretim yöntemleri ile ilgilenir. Makine mühendisleri takım tezgahlarının yanı sıra endüstrinin tüm dalları için makinalar ve donanımlar tasarlar ve imal ederler. Örneğin; türbinler, baskı presleri, hafriyat makinaları, besin işleyiciler, iklimlendirme ve soğutma sistemleri, yapay kalpler ve uzuvlar, uçaklar, dizel lokomotifler, otomobiller, kamyonlar ve kitle ulaşım araçları için motorlar

Enerji konusundaki uzmanlık alanında, makine mühendisleri, elektrik generatörlerini tahrik edecek hidrolik türbinlerin ve buhar gücü oluşturacak kazanlar, motorlar, türbinler ve pompaların tasarımı, üretimi ve çalıştırılmasıyla ilgilenirler. Enerji santralleri tasarlarlar ve çalıştırırlar ve yakıtların ekonomik yanması, ısı enerjisinin mekanik güçe dönüştürülmesi ve bu gücün yararlı işler yapmak için kullanılması ile ilgilenir. Isıtma, havalandırma ve iklimlendirme alanında, makine mühendisleri, evler işyerleri, ticaret binaları ve endüstriyel tesislerde kontrollü sıcaklık ve nem koşulları sağlarlar. Besinlerin soğuk tutulması, soğuk depolama ve buz üretim tesisleri için gerekli donanım ve sistemleri geliştirirler.

Makine mühendisleri ayrıca yolcu,savaş ve yük gemileri için makinalar tasarımında, otomotiv endüstrisinde otomobiller, kamyonlar ve otobüsler tasarımında ve üretiminde ve hava-uzay endüstrisinde yeni uçak ve uzay araçlarının tasarımında çalışmaktadırlar.
Programın Amacı

Makina mühendisliği programı, her türlü mekanik sistemlerin ve enerji dönüştürüm sistemlerinin tasarımı, geliştirilmesi, üretiminin planlanması ve bakım konularında eğitim ve araştırma yapar.

* Statik,
* Mukavemet,
* Dinamik,
* Mekanizma Tekniği,
* Konstrüksiyon,
* Makina Dinamiği,
* Sistem Kontrol,
* Sonlu Elemanlar Yöntemi,
* Makina Elemanları,
* Üretim teknikleri,

* İçten Yanmalı Motorlar
* Motor Tasarımı
* Motorlu Taşıtlar

* Malzeme Bilgisi ve Muayenesi
* Kompozit Malzemeler
* Yatak Teknolojisi

* Termodinamik
* Akışkanlar Mekaniği
* Isı Transferi
* Isıtma-Soğutma-İklimlendirme
Yaptıkları İşler

Makina mühendisliği bölümünden mezun olanlara "Makina Mühendisi" unvanı verilir. Makina mühendisi, çalıştığı kurumun yapısına göre, mekanik sistemlerin, gaz ve buhar tribünlerinin, pistonlu kompresörlerin, nükleer reaktörlerin, içten yanmalı motorların, soğutma, ısıtma, havalandırma sistemlerinin tasarımını yapar, geliştirir. Bunu yaparken kullanışlılık ve ucuzluk faktörlerini göz önünde bulundurur.

Makina

* Akışkanlar Mekaniği
* Teknik Resim
* Ölçme Tekniği
* Mühendislik Matematiği (Numerical Methods)
o Lineer Mühendisliğinin Temel Konuları
* Statik
* Dinamik
* Makina Teorisi (Machine Design)
o Mekanizma Tekniği
o Makina Dinamiği
o Mekanik Titreşimler
* Nanomekanik
* Mukavemet
* Malzeme Bilimi
* Mühendislik Malzemeleri
* İmal Usulleri
* Makina Elemanları
* Triboloji
* Termodinamik
* Isı Transferi
* Mekanik Tesisat
o Sayısal Yöntemler (Numerical Methods)
* Sistem Dinamiği
* Otomatik Kontrol Sistemleri)

Makine Teknolojileri

Makine Teknolojileri

Aşağıda Makine Teknolojileri tanıtımı yer almaktadır. Teknolojinin gelişmesi öncelikle insanlığın yaşam kalitesinin yükselmesini ifade eder. Teknoloji sayesinde insanların kendisine ve çevresine daha fazla zaman ayırma fırsatları artmıştır. Teknolojinin günlük yaşamdaki somut yansımaları olan makineler insanların hayatını kolaylaştıran en önemli unsurlardan biridir. Bir ülkede makine teknolojileri alanı ne kadar gelişmişse refah seviyesi de o kadar yüksektir.



Makine teknolojileri endüstriyel makinelerin tasarımından satış sonrası hizmetlerine kadar uzanan geniş bir alandır. Bu alanda endüstriyel tasarım, makine ressamlığı, makine imalâtı ve endüstriyel kalıp üretiminin yanı sıra bu makinelerin bakım-onarımı da yapılmaktadır. Makine teknolojileri tüm sanayi sektörlerine makine ve cihaz desteği sağlayan önemli alanlardan biridir. Bu alanın alt sektörlerinden biri olan makine imalâtı, imalât sanayisi içinde özel ve önemli bir role sahiptir. Makine imalât sektöründe tarımdan konfeksiyona, iş makine-lerinden takım tezgâhlarına kadar her türlü makinenin tasarım ve üretimi yapılır. Bu kadar geniş bir alana yayılan makine teknolojileri alanı tüm dünyada ekonomik kalkınmanın temelidir. Türkiye de bu alanda ilerlemesini hızla sürdüren ülkelerden biridir. Makine teknolojileri tüm gelişmiş ülkelerde büyük önem verilen ve öncelikli sektör olarak tanımlanan bir alandır. Ülkemiz bulunduğu coğrafî bölgede makine teknolojileri alanında lider olmayı kendisine hedef olarak belirlemiştir. Bu hedef doğrultusunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye birçok ülkeye ihracat ve teknoloji transferi yapar hale gelmiştir. Üretim, yatırım, istihdam ve ihracat performanslarına bakıldığında sektörlerin ülke ekonomisine ne tür katkılarda bulunduğu ortaya çıkar. Bu kriterlere göre değerlendirildiğinde, makine teknolojileri alanının ülkemizdeki öncü sektörlerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle son yıllarda makine teknolojisinin üretim ve ihracat değerleri yükselmiştir. Bu durum alanda daha çok yatırım yapılmasını ve dolayısıyla daha çok kişinin istihdam edilmesini sağlamaktadır. Makine teknolojileri alanında vazgeçilmez unsurlardan biri de Ar-Ge çalışmalarıdır. Bu çalışmalar kapsamında yeni makine türleri tasarlanır ya da var olan makinelerdeki çeşitli parça ve sistemler geliştirilir. Ülkemizin makine teknolojileri alanındaki hedefi varolan ticarî, ekonomik ve teknolojik birikimlerin geliştirilmesidir. Ayrıca, geleceğin imalât sanayisinin insan, sermaye ve teknoloji kaynaklarını yaratmak da sektörün hedefleri arasındadır. Bu alanda görev yapan personelin eğitimli ve nitelikli meslek elemanlarından oluşması gerekir. Dolayısıyla, bu alanda meslekî eğitimin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi hayatî önem taşır. Sektörde mühendisler, endüstriyel tasarımcılar kadar tekniker ve teknisyenlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Meslek liselerinin makine teknolojileri alanından mezun olan öğrenciler teknisyen olarak iş hayatına atılabileceği gibi meslek yüksek okulu ve fakülte düzeyinde öğrenim görmeye devam edebilir. İsteyenler yüksek lisans ve doktora yaparak bu alanda akademik çalışmalar da yürütebilir. Alanda hem üst düzey kademelerde hem de ara teknik eleman düzeyindeki meslek elemanlarının istihdam imkânları son derece geniştir. Dolayısıyla bu alanda meslekî eğitim almış kişiler iş bulmakta zorlanmaz ve çalışanların gelir düzeyi ülke standartlarının üzerindedir. Ayrıca, sadece ülkemizde değil tüm dünyada makine teknolojileri alanında nitelikli elemana ihtiyaç duyulduğu gözlenmiştir. Dünya ticaretinde ve ülke kalkınmasında çok önemli bir yere sahip olan makine teknolojileri alanında son yıllarda çok önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu alanda yer alan meslek gruplarının gelecekte de geçerliliğini koruyacağı açıktır.

Makine İhracatı

Makine İhracatı
Türkiye'nin Makine İhracatı konusunda sevindirici gelişmeler yaşanıyor.

Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (OAMAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, makine sektörünün, 4-5 yıl içerisinde otomotivi geçerek, ihracatta liderliği ele alacağını tahmin ettiklerini bildirdi.

Dalgakıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin teknoloji üretmediğini, satın aldığı teknolojiyle üretim yaptığını belirterek, teknoloji üretimini üstlenecek baş aktörün, makine sektörü olduğunu söyledi.

Sektörün, geçen yıl yüzde 37'lik artışla 9 milyar dolarlı k ihracat gerçekleştirdiğini anımsatan Dalgakıran, şöyle konuştu:

"İlk defa makine sektöründeki ihracattaki artış yüzde 37'ye ulaşırken, ithalattaki artış yüzde 19'lar civarında oldu. İhracat artışı çok daha yüksek yani. Makası da yavaş yavaş kapatmaya başladık. Makine ve aksamları, Türkiye'nin ihracatı en hızlı artan sektörü konumunda. Makine sektörünün, 4-5 yıl içerisinde otomotivi geçerek, ihracatta liderliği ele alacağını tahmin ediyoruz."

Dalgakıran, 2008 yılına iyi bir giriş yaptıklarına da işaret ederek, ihracat artış hızının, yüzde 30-40 seviyeleri arasında olacağını, ancak çeşitli nedenlerden dolayı iç pazardaki daralmanın devam edeceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

Gelişmiş ülkelerin, makine sektörünü ana sektör olarak kabul ettiğini ve bunun arkasına çok ciddi finansmanlar koyduğunu anlatan Dalgakıran, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bir problem de bu. Bugün ithal edilen makinelerin tercih edilmesinin nedeni kalitesi değil, arkalarında 5-7 yıla varan finansman destekleri bulunması. Yoksa Türk makine sektörü, ihracatının yüzde 80'ini gelişmiş ülkelere yapıyor. Sektörün sorunları çözülürse, Türkiye'nin çok kısa sürede 50 milyar dolarlık makine ihracatına ulaşması hiç sürpriz olmaz."
Dalgakıran, sektörün dünya ticaretindeki payının binde 5 seviyesinde bulunduğunu vurgularken, "Tabii bu son derece düşük. Türkiye, bu payı yü zde 5'e çıkarabilse, herhalde bütün meselelerini çözmüş olur. Türkiye, makineyi stratejik sektör olarak kabul edip, bunun gereklerini yerine getirirse, Türkiye'ye bu konuda sadece batıdan değil, Uzak Doğu'dan da çok ciddi şekilde yabancı yatırımcının geleceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye'de, dünyadaki rakiplere göre çok küçük ve fazla sayıda işletme bulunduğuna dikkati çeken Dalgakıran, "Önümüzdeki 5 yıllık dönemde, Türkiye'de sektördeki şirketlerin çok ciddi bir konsolidasyon (birleşme) süreci yaşayacağını tahmin ediyorum. Şirketler belirli ölçeğe gelmek zorunda. Ya bir birleşme sağlayacaklar ya yan sanayi dönüşümü yapacaklar ya da çok ciddi bir yok olma süreci yaşayacaklar. Bu her yerde yaşandı, Türkiye'de de yaşanacak" dedi.
Dalgakıran, dünya ticaretinin yüzde 40'ını otomotiv ve makine sektörlerinin oluşturduğunu belirtirken, Almanya, Japonya, ABD ve Çin'in dünya makine üretiminde ön sıralarda yer almasının, kendi üretim araçlarını üretmeden hiç bir ülkenin kalkınmasını gerçekleştiremeyeceği gerçeğini gösterdiğini vurguladı.

Türkiye'nin, biri enerji, diğeri makine olmak üzere iki büyük ihracat açığı kalemi bulunduğuna işaret eden Dalgakıran, "Eğer Türkiye makine açığını kapatırsa, cari açığını da aynı zamanda kapatmış olacak ve aynı zamanda üretim araçları daha ucuz şekilde kullanılacağı için diğer sektörlerin rekabet gücüne de çok ciddi katkıda bulunacaktır" görüşünü dile getirdi.
Dalgakıran, Kore, Tayvan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin, öncelikle sektörün önde gelen ülkelerini baz alarak, aradaki mesafeyi kapattığına dikkati çekti. Türkiye'nin de bu yolu izlemesi gerektiğini ifade eden Dalgakıran, şöyle devam etti:

"Türkiye, AB'nin teşvik sistemine uyarak, kendi elini kolunu bağlıyor. Türkiye, Avrupa'daki teşvik sistemini değil de kendi ekonomik durumuna göre bir teşvik sistemi uygulamalı. Şu anda bu aradaki makası kapatmadan dünyaya yeni buluşlar ortaya koymak, sektör için çok güç. Bu yüzden teşvik sisteminin, önce bu aradaki makası kapatmaya yönelik uygulanması gerekiyor. Bu tarz bakış açısı kazanırsak, gerçekten çok işlevsel bir sistem oluşturmuş olacağız."
Dalgakıran, kur nedeniyle firmaların yeni yatırım yapmak için gereken kârlılığı elde edemediğine de değinerek, şunları kaydetti:

"Makine sektörü batıyor diyecek değiliz ama firmalar gerekli kar marjlarını sağlayamıyor, yeni yatırım ve yeni istihdam sağlamakta güçlük çekiyorlar. Bunun ana sebeplerinden biri makine sektörünün konuşlandığı yerlerdeki arazi fiyatlarının korkunç derece yüksek olması -sektörün yüzde 80'i Marmara Bölgesi'nde - diğeri de kalifiye insan gü cünün azlığı. Bir yandan işsizlikten bahsediyoruz ama bir yandan da sektörümüz, çalıştıracak kalifiye eleman bulamıyor."
A.A